Yaz ayları, güneşin enerjisiyle dolup taşarken cildimiz için bazı riskleri de beraberinde getirir. Bu risklerin başında ise pek çoğumuzun kabusu olan güneş lekeleri gelir. Cildimize rengini veren melanin pigmentinin UV ışınlarına maruz kaldığında aşırı ve düzensiz üretilmesi sonucu oluşan bu kahverengi lekeler (hiperpigmentasyon), özellikle yüz, el ve dekolte gibi güneşe en çok maruz kalan bölgelerde belirginleşir. Var olan lekelerin koyulaşması veya yeni lekelerin ortaya çıkması yazın sıkça karşılaşılan bir durumdur. Peki, güneşin tadını çıkarırken bu istenmeyen misafirlerden nasıl korunabiliriz? Yaz aylarında leke karşıtı bakım mümkün müdür ve hangi ürünler güvenle kullanılabilir? Bu yazıda, yazın leke oluşumunu önlemenin ve mevcut lekelerin görünümünü hafifletmenin yollarını, özellikle bu alanda uzmanlaşmış La Roche Posay (Anthelios Pigment Correct / Pigmentclar UV SPF30) ve Bioderma (Photoderm Spot-Age / M / Pigmentbio) gibi markaların çözümlerine de yakından bakacağız. kirmizibeyazz.com'da cildinize uygun leke karşıtı çözümleri keşfedin!
Cildimiz, UV ışınlarının zararlı etkilerine karşı kendini korumak için melanin adı verilen bir pigment üretir. Bronzlaşmamızın sebebi de budur. Ancak güneşe aşırı veya korunmasız maruz kalmak, bu melanin üretim sürecinin kontrolden çıkmasına neden olabilir. Melanosit adı verilen hücreler, bazı bölgelerde aşırı miktarda melanin üreterek cildin yüzeyinde birikmesine yol açar. Bu birikintiler de güneş lekesi (solar lentigo), yaşlılık lekesi veya melazma (gebelik maskesi olarak da bilinir) şeklinde kendini gösterir.
Yaz aylarında güneş ışınlarının yoğunluğu arttığı ve dışarıda daha fazla vakit geçirdiğimiz için leke oluşma riski de doğal olarak yükselir. Hatta kışın hafiflemiş olan eski lekeler bile yaz güneşiyle birlikte tekrar belirginleşebilir.
Yazın leke karşıtı bakım yaparken temel hedef, yeni leke oluşumunu engellemek ve mevcut lekelerin koyulaşmasını önlemektir. Bu dönemde cildi soyma potansiyeli yüksek olan bazı güçlü leke açıcı içeriklerin (örneğin yüksek konsantrasyonlu AHA/BHA veya bazı retinoidler) kullanımı, cildi güneşe karşı daha da hassaslaştırabileceği için dikkatli olunmalıdır. Ancak bu, yazın leke bakımı yapılamaz anlamına gelmez. İşte dikkat etmeniz gerekenler:
La Roche Posay, leke sorununa yönelik etkili güneş koruma çözümleri sunar.
kirmizibeyazz.com'da La Roche Posay'in leke karşıtı güneş koruyucularını buradan inceleyebilirsiniz.
Bioderma'nın Photoderm serisi, leke sorununa özel çeşitli güneş koruyucular sunar.
kirmizibeyazz.com'da Bioderma Photoderm serisinin leke odaklı ürünlerini buradan keşfedebilirsiniz.
Eğer leke karşıtı bir serum kullanıyorsanız veya kullanmayı düşünüyorsanız, yaz aylarında dikkatli olmanız önemlidir.
Leke karşıtı serum seçimi ve kullanımı konusunda, özellikle yaz aylarında, bir dermatoloğa danışmanız cildiniz için en güvenli yaklaşım olacaktır. Bioderma'nın Pigmentbio serisinde de leke görünümünü azaltmaya yönelik serum (C-Concentrate) ve gece kremi gibi ürünler bulunmaktadır; bu ürünlerin yaz kullanımı için de yine güneş korumasına ekstra özen gösterilmelidir.
kirmizibeyazz.com'da Bioderma Pigmentbio serisini buradan inceleyebilirsiniz.
Güneş lekeleriyle mücadele sabır ve tutarlılık gerektirir. Yaz aylarında leke oluşumunu engellemenin ve mevcut lekelerin koyulaşmasını önlemenin en etkili yolu, her gün düzenli ve doğru bir şekilde güneş kremi kullanmaktır. Leke karşıtı aktif içerikler barındıran güneş kremleri bu mücadelede size ekstra destek sağlayacaktır. Serum gibi daha konsantre ürünleri ise dikkatli ve bilinçli bir şekilde, cildinizin toleransını gözlemleyerek ve güneşten korunma önlemlerinizi en üst düzeye çıkararak kullanmalısınız.
kirmizibeyazz.com'da yer alan La Roche Posay ve Bioderma gibi markaların leke karşıtı güneş koruyucuları ve destekleyici bakım ürünleriyle bu yaz cildinizi güneşin leke yapıcı etkilerinden koruyabilir, daha eşit tonlu ve ışıltılı bir cilde kavuşabilirsiniz.
En sevdiğiniz dondurmayı yerken, sıcak bir çay yudumlarken veya tatlı bir şeyler atıştırırken dişlerinizde aniden keskin bir sızı mı hissediyorsunuz? Eğer bu durum size tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. Milyonlarca insanı etkileyen diş hassasiyeti , yaşam kalitesini düşüren, yeme içme keyfini baltalayan oldukça yaygın bir sorundur.
Güzel ve sağlıklı bir gülüş, sadece estetik bir kaygı değil, aynı zamanda genel sağlığımızın da önemli bir göstergesidir. Ağız ve diş sağlığını korumak, diş çürükleri, diş eti hastalıkları, ağız kokusu gibi pek çok sorunun önüne geçmenin yanı sıra, kalp hastalıkları, diyabet gibi bazı sistemik rahatsızlıkların riskini azaltmaya da yardımcı olabilir. Peki, bu değerli varlığımızı korumak için günlük olarak neler yapmalıyız?
Cilt sağlığı ve genç bir görünüm söz konusu olduğunda, adını sıkça duyduğumuz iki güçlü bileşen var: Kolajen ve C Vitamini . Kolajen, cildimizin temel yapı taşıyken ve ona sıkılık, elastikiyet kazandırırken; C vitamini ise hem güçlü bir antioksidan hem de kolajen üretiminde hayati bir rol oynayan bir vitamindir.
Kolajen takviyelerinin cilt, saç, tırnak ve eklem sağlığı üzerindeki potansiyel faydalarını öğrendikçe akla gelen en önemli sorulardan biri de "Kolajen kullanmaya ne zaman başlamalıyım?" oluyor. Acaba belirli bir yaş sınırı var mı? Genç yaşlarda başlamak erken mi, yoksa ileri yaşlarda başlamak geç mi kalmış sayılır? Ayrıca, kolajen takviyelerini ne kadar süreyle kullanmak gerekir ve etkilerini ne zaman görmeye başlarız? Bu yazıda, kolajen kullanımına başlama yaşı, ideal kullanım süresi ve kürler hakkında merak edilen tüm bu sorulara yanıt arayacağız.
Bir önceki yazımızda kolajenin ne olduğunu, vücudumuzdaki önemini ve potansiyel faydalarını detaylıca inceledik. Şimdi ise sıra, bu faydalardan en iyi şekilde yararlanmak için doğru kolajen takviyesini nasıl seçeceğimize geldi.
Son yıllarda sağlık ve güzellik dünyasının parlayan yıldızlarından biri de şüphesiz kolajen . Sosyal medyada, dergilerde, sağlık programlarında sıkça adını duyduğumuz bu protein, aslında vücudumuzun temel yapı taşlarından biri ve hayati öneme sahip. Peki, kolajen tam olarak nedir?
Doğru seçilmiş bir duş jeli, cildimizi nazikçe temizlerken aynı zamanda hoş kokusuyla duyularımızı harekete geçirir, nemlendirir ve bize kendimizi iyi hissettirir. Peki, piyasadaki sayısız seçenek arasından cildinizi gerçekten şımartacak, güne zinde bir başlangıç yapmanızı veya güne huzurlu bir veda etmenizi sağlayacak o özel duş jelini nasıl bulabilirsiniz?
Yaz ayları, enerjisi ve sıcaklığıyla bizi sararken, cildimiz de bu mevsimin getirdiği özel koşullara adapte olmaya çalışır. Yüzümüze gösterdiğimiz özeni çoğu zaman ihmal ettiğimiz vücut cildimiz, aslında yazın yıpratıcı etkilerine karşı en az yüzümüz kadar hassastır. Güneşin UV ışınları, tuzlu deniz suyu, klorlu havuz suyu ve sık duş alma gibi faktörler, vücut cildimizin kurumasına, nem dengesinin bozulmasına, hassaslaşmasına ve hatta erken yaşlanma belirtileri göstermesine neden olabilir.
