Mevsim değişimleri genellikle saçların yıpranmasına neden olur. Her mevsim için uygulanması gereken bakım farklıdır. Mesela yaz mevsiminde saç bakımı, diğer aylara göre daha fazla özen isteyebilir. Çünkü yazın kuru havası, saçların da nem kaybına ve cılızlaşmasına yol açar. Güneş’in saçları güçlendiren etkisi yanında sürekli güneşe maruz kalmanın da saçları yıpratıcı özelliği bulunur. Daha sık yapılan banyo nedeniyle saçların daha fazla ıslanması, kurutulması ve taranması öz bakımın bir gerekliliği haline gelir. Ancak bu işlemlerin sık yapılması da saçların daha çabuk yıpranmasını kolaylaştırır.
Özellikle boyalı, sürekli işlem gören saçların yıpranması daha çabuk olmaktadır. Boyalı saç, kuru saç derisi, yağlı saç derisi, hassas saç derisi için ayrı bakım uygulanmalıdır. Cilt tipine ve saç tipine uygun olarak tercih edilmesi gereken şampuanlar, mutlaka saçlar için uygun bir bakım yağı ya da kremiyle desteklenmelidir. Böylece tarama işleminin kolaylaştığını fark edebilirsiniz.
Yazın saç bakımı, sürekli yıkanan saçlar için hassas bir şekilde ve itinayla yapılmalıdır. Bunun için eğer saçlarınızın uçlarında çatallaşmalar ve kırılmalar varsa saçlarınızı bir miktar kestirmeyi de düşünebilirsiniz. Sonrasında uygulayacağınız bakımlar saçlarınızı daha canlı bir hale getirmeye yardım edebilir.
Yaz mevsiminde saç bakımı, özellikle banyoda ve banyo sonrasında olmak üzere iki şekilde uygulanabilir. Boyalı saçlar için banyoda ve banyo sonrası kullanacağınız kremler, kolay taramaya yardımcıdır. Uygulayacağınız bakım ürünlerini, kıvırcık, dalgalı ve düz saçlar olmak üzere saç tipinizin ihtiyacına uygun olarak tercih etmeye özen göstermelisiniz. Özellikle E vitamini açısından zengin keratin içeriği bulunan ürünlerle saçlarınızı canlı ve güçlü tutabilirsiniz.
Denize veya havuza girip çıktıktan sonra saçların deniz tuzundan ve klordan arındırılması ve kafa derisini rahatlatan bir şampuanla yıkanması gerekir. Saçları yumuşatan ve bakım yapan şampuanların yanında, onları güçlendiren, besleyen, vitamin ve mineral açısından zengin kremler ve yağlar kullanabilirsiniz. Özellikle durulanmayan ürünler tercih etmek istiyorsanız, banyo sonrası kullanabileceğiniz çeşitli bitkisel özlü saç bakım maskeleri kullanabilirsiniz.
Yaz mevsiminde saç bakımı yaparken saçınızın yıpranmışlık düzeyine göre farklı besleyici şampuanları ve bakım maskelerini tercih edebilirsiniz. Yaz mevsiminde saç bakımı için tercih edeceğiniz saç maskeleri, şampuan öncesinde ve sonrasında olmak üzere iki farklı çeşide sahiptir. Eğer saç bakımını daha pratik bir şekilde yapmak ve bakım sonrasında ekstra zaman harcamak istemiyorsanız, maskeyi banyo öncesinde saçınıza uygulayabilirsiniz. Şampuan öncesi arındırıcı maske uygulayarak kafa derinizi ve saçlarınızı rahatlatabilirsiniz. Jel ya da krem formundaki saç maskeleri ile saçlarınızın nemini, sağlıklı bir şekilde kazanıp koruyabilirsiniz. Erkekler ve kadınlar için saç tipine, yaşanan saç sorununa uygun saç bakım ürünleri bulmak mümkündür. Ayrıca yıpranmış uzun ve kısa saçlara yönelik farklı yaz için saç bakım ürünlerini saçınızın boyuna göre de tercih edebilirsiniz.
Yazın gelmesiyle birlikte daha çok terleyen ve yağlanan saç derisinde, özellikle çocuklarda bit sorunu yaşamaya başlayabilirsiniz. Bu durumdan da bit ve sirke için sprey ve şampuan seçeneklerini tercih ederek kolayca kurtulabilirsiniz. Siz de yazın saçlarınız için ferah, temiz ve etkili bir bakım yapmak istiyorsanız, şimdi yaz mevsiminde saç bakım ürünlerine göz atabilirsiniz. Aslında farklı mevsimlerde de keyifle ve güvenle kullanabileceğiniz dökülme karşıtı şampuan, bukle belirginleştirici saç kremi, onarıcı şampuan ve saç kremi ve saç maskesi dâhil daha birçok bakım ürününe şimdi hızlıca göz atabilirsiniz.
En sevdiğiniz dondurmayı yerken, sıcak bir çay yudumlarken veya tatlı bir şeyler atıştırırken dişlerinizde aniden keskin bir sızı mı hissediyorsunuz? Eğer bu durum size tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. Milyonlarca insanı etkileyen diş hassasiyeti , yaşam kalitesini düşüren, yeme içme keyfini baltalayan oldukça yaygın bir sorundur.
Güzel ve sağlıklı bir gülüş, sadece estetik bir kaygı değil, aynı zamanda genel sağlığımızın da önemli bir göstergesidir. Ağız ve diş sağlığını korumak, diş çürükleri, diş eti hastalıkları, ağız kokusu gibi pek çok sorunun önüne geçmenin yanı sıra, kalp hastalıkları, diyabet gibi bazı sistemik rahatsızlıkların riskini azaltmaya da yardımcı olabilir. Peki, bu değerli varlığımızı korumak için günlük olarak neler yapmalıyız?
Cilt sağlığı ve genç bir görünüm söz konusu olduğunda, adını sıkça duyduğumuz iki güçlü bileşen var: Kolajen ve C Vitamini . Kolajen, cildimizin temel yapı taşıyken ve ona sıkılık, elastikiyet kazandırırken; C vitamini ise hem güçlü bir antioksidan hem de kolajen üretiminde hayati bir rol oynayan bir vitamindir.
Kolajen takviyelerinin cilt, saç, tırnak ve eklem sağlığı üzerindeki potansiyel faydalarını öğrendikçe akla gelen en önemli sorulardan biri de "Kolajen kullanmaya ne zaman başlamalıyım?" oluyor. Acaba belirli bir yaş sınırı var mı? Genç yaşlarda başlamak erken mi, yoksa ileri yaşlarda başlamak geç mi kalmış sayılır? Ayrıca, kolajen takviyelerini ne kadar süreyle kullanmak gerekir ve etkilerini ne zaman görmeye başlarız? Bu yazıda, kolajen kullanımına başlama yaşı, ideal kullanım süresi ve kürler hakkında merak edilen tüm bu sorulara yanıt arayacağız.
Bir önceki yazımızda kolajenin ne olduğunu, vücudumuzdaki önemini ve potansiyel faydalarını detaylıca inceledik. Şimdi ise sıra, bu faydalardan en iyi şekilde yararlanmak için doğru kolajen takviyesini nasıl seçeceğimize geldi.
Son yıllarda sağlık ve güzellik dünyasının parlayan yıldızlarından biri de şüphesiz kolajen . Sosyal medyada, dergilerde, sağlık programlarında sıkça adını duyduğumuz bu protein, aslında vücudumuzun temel yapı taşlarından biri ve hayati öneme sahip. Peki, kolajen tam olarak nedir?
Doğru seçilmiş bir duş jeli, cildimizi nazikçe temizlerken aynı zamanda hoş kokusuyla duyularımızı harekete geçirir, nemlendirir ve bize kendimizi iyi hissettirir. Peki, piyasadaki sayısız seçenek arasından cildinizi gerçekten şımartacak, güne zinde bir başlangıç yapmanızı veya güne huzurlu bir veda etmenizi sağlayacak o özel duş jelini nasıl bulabilirsiniz?
Yaz ayları, enerjisi ve sıcaklığıyla bizi sararken, cildimiz de bu mevsimin getirdiği özel koşullara adapte olmaya çalışır. Yüzümüze gösterdiğimiz özeni çoğu zaman ihmal ettiğimiz vücut cildimiz, aslında yazın yıpratıcı etkilerine karşı en az yüzümüz kadar hassastır. Güneşin UV ışınları, tuzlu deniz suyu, klorlu havuz suyu ve sık duş alma gibi faktörler, vücut cildimizin kurumasına, nem dengesinin bozulmasına, hassaslaşmasına ve hatta erken yaşlanma belirtileri göstermesine neden olabilir.
