Ağız yarası, yanakların iç kısmı ve diş etleri de dahil olmak üzere dil ve dil altı bölgelerinde de görülebilen tüm ağız içinde varlığını sürdüren iltihaplı bir şişlik olarak tanımlanabilir. Mukozal olarak ağız içinde hasarlar ortaya çıkartan yara tat alma sıkıntısı yaratırken aynı zamanda ağrılı veya acılı durumlarda ortaya çıkartabilir. Küçük görünümleri ile ülser ve enfeksiyon olarak da adlandırılan yaranın yaygın olma sebepleri ise değişiklik gösterebilir.
Yetersiz beslenme, bağışıklık sistemi sorunları, stres ve hormonal değişiklikler ile ağız içinde dokuların sürtünerek ortaya çıkarttığı durumlarda ağız yarası olarak adlandırılmaktadır. 21 gün içerisinde geçen durumlarda tehlike görülmediği gibi bakımlarına özen göstermek çok önemlidir. Ağız yaralarının artması ve sürekli tekrar etmesi ise vücutta farklı rahatsızlıkların habercisi olarak kabul edilebilir.
AFT olarak da tanımlanan ağız yarası oluşumu sırasında müdahale edilmesi halinde çok daha hızlı bir şekilde tedavi edilebilir. Özellikle dikkatli bir şekilde doğal uygulamalar yapılması ise çok daha kısa süre içerisinde sorunun ortadan kaldırılması için doğru adım olacaktır.
Ağız yarası sebepleri ortadan kaldırabilmek ve ağrılı acılı döneme son verebilmek için yapılabilecekler ise şu şekilde belirtilebilir;
Çok sancılı ve yaşam kalitenizi düşürecek bir durum olan ağız içi yaralar için evde yapılabilecek uygulamalar arasında en yaygın olanları şu şekilde belirtilebilmektedir;
Pek çok farklı sebep ile ortaya çıkabilen ağız içi yaraların çıkma sebebi kişilerin hayatlarına göre farklılıklar gösterebilmektedir. Acı verici ve konuşma, yeme gibi günlük yaşam aktivitelerini de olumsuz etkileyen yaraların yetersiz beslenme, hormonal değişimler, stres ve bağışıklık sistemi ile ilgili sorunlar ise en yaygın sebepler olarak bilinir. Ağız içindeki dokuların birbirine sürtünmesi ve yanak içinin ısırılması gibi doku zedeleyici durumlarda ağız içi yaraların çıkma sebebi olarak kabul edilebilir.
Doğru uygulamalar yapılarak kısa süre içerisinde iyileşme göstermesi beklenen ağız içi yaraların en az hasarla kaybolması ise çok önemlidir.
Sebepsiz olarak da ortaya çıkan AFT diğer ismiyle ağız yarası vitamin eksikliği sebebiyle de görülebilmektedir. Özellikle kullanılan ilaçların yan etkileri ve duygusal stres, maruz kalınan tramvalar gibi pek çok sebeple ortaya çıkan ağız içi enfeksiyonları vitamin eksikliğinden dolayı da ortaya çıkabilir.
Ağız yarası vitamin eksikliği olarak ortaya çıkması halinde yapılan araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar iseB1, B2, B6, B12, Demir, fosfat, çinko, C vitamini eksikliği gibi pek çok farklı sebep gösterilebilir. Sağlıklı beslenmenin önemi ağız yaraları üzerinden de görüldüğü için dengeli ve yeterli besin alınması çok daha sağlıklı bir beden elde etmenizi sağlayacaktır.
Ağız içi yarası oluşumuna sebep olan yiyecekler özellikle sık tüketilmesi halinde yaranın meydana çıkması mümkündür. Aşırı sıcak yiyecek ve içecek tüketimi ve narenciye ürünlerin çok daha sık tüketilmesinin yanında asitli yiyecek ve içecekler de ağız içinde zarar gösterebilmektedir. İltihaplanmanın artması ve ağız içi yaraların yayılmasına sebep olunması gibi pek çok sebepte gözlemlenebilmektedir.
Kriz anlarında acıyı ve ağrıyı azaltmak için ağız içi yarası oluşumuna sebep olan yiyecekler yerine yoğurt, somon ve lahana gibi çok daha yumuşak ürünler tercih edilebilir. Aynı zamanda süt, ayran gibi çok daha sağlıklı ve hafif içecekler tercih edilmesi de önerilir.
Ağız içinde oluşan yaraların kısa süre içerisinde iyileşebilmesi için özellikle iltihabın iyileşme göstermesi çok önemlidir. Sağlıklı hücreleri geri kazanabilmek için sirkeli su kullanımı ise çok önemli bir yere sahiptir. Özellikle elma sirkesi ile yapılan uygulamalarda elma sirkesini az bir miktar su ile karıştırarak bir kulak çubuğu veya pamuk yardımıyla yara üzerine uygulamak gereklidir. Ağız yaralarının çok hızlı bir şekilde iyileşme gösterebilmesi içinse bu uygulamanın gün içerisinde tekrar etmesi ve yara tamamen kaybolana kadar sürdürülmesi çok önemlidir.
Ağız içi yaralar için ilaç kullanımı kesinlikle doktor kontrolü olmadan uygulanmamalıdır. Yaranın ne çeşit bir enfeksiyona sahip olduğu araştırılmalı ve mutlaka sonucuna uygun bir antibiyotik kullanımı sağlanmalıdır. Ağız içinde yara oluşmasına sebep pek çok farklı etken bulunması ise doktor kontrolünün önemini hatırlatmaktadır.
AFT veya diğer adıyla ağız yarası için tedavi amacıyla kullanılabilecek tek bitki aleo vera bitkisi olarak kabul edilebilir. Ağrının ve acının azalmasına sebep olması aynı zamanda iyileşme göstermesi için günlük olarak kullanılması uygun tercihlerden biri olarak da bilinmesi pek çok farklı çeşitte kullanma olasılığı da vermektedir.
Ağız yarası için doğrudan bitkiyi uygulamak yerine aleo vera suyu içmek ya da çatlamış bölgelere doğrudan uygulamak da doğru olabilir.
Ağız yaraları için tuz kullanımı çok önemlidir. AFT ağrısının hafiflemesini sağlayan tuz içeriğindeki pek çok fayda ile de dikkat çekmektedir. Tuzlu su hazırlanarak gargara yapılması ve gün içerisinde kullanılması sıklıkla tavsiye edilebilir. Ilık su içine 1 çay kaşığı tuz ekleyerek gargara yapılması ise yara enfeksiyonunun hızla iyileşmesine sebep olabilir.
Farklı sebepler dolayısıyla ortaya çıkmış olan ağız yaraları için tuz tüketimi doğru yapılması halinde kısa süre içerisinde yarada iyileşme ve günlük aktiviteleri gerçekleştirmek adına da rahatlama sağlanabilir.
Enfeksiyon olarak ortaya çıkan ve oldukça sancılı bir sürece sebep olan ağız içi yaralar için çay kullanımı etkili bir tedavi yöntemi olarak kabul edilebilir. Nergis çayı yanık ve yara tedavilerinde kullanılabilen müthiş bir antibiyotik etkisi yaratabilmektedir. Yoğun bir içeriğe sahip olan çayın demlendikten sonra gazlı bez ile yara olan bölgelere uygulanması halinde bölgedeki kaşıntının ve ağrının azalması da beklenebilir.
Ağız yaraları için bal kullanımı çok özel bir iyileştirme etkisi gösterebilir. Doğal bal kullanımı ile gün de iki kez iki kaşık yenmesi halinde iyileşmenin hızlanması gözlemlenebilir. Aynı zamanda dil ucu ve yanak içinde ortaya çıkan yaralar için ağrının dinmesi adına da rahatlama göstermesi gün içerisinde ve yara tamamen kaybolana kadar sürekli kullanım sağlanabilir. Dil ve yanakların hareket etmesi halinde acının tekrarlanmasına da engel olması ise ağız yaraları için bal tüketiminin çok doğru bir uygulama olduğunu göstermektedir.