Yıllara meydan okuyan, genç ve canlı bir cilt hepimizin hayali. Bu hayale ulaşmak için serumlar, kremler, maskeler derken pek çok farklı ürüne yatırım yapıyoruz. Ancak tüm bu çabaların temelini sağlamlaştıran, hatta en etkili yaşlanma karşıtı adım olan bir ürünü bazen göz ardı edebiliyoruz: Güneş kremi! Evet, yanlış duymadınız. Cildimizin erken yaşlanmasının yaklaşık %80'inden sorumlu olan faktör, dış etkenler arasında bir numaralı suçlu olan güneştir. Bu duruma "foto yaşlanma" diyoruz ve güneşin UV ışınlarının neden olduğu kırışıklıklar, ince çizgiler, sıkılık kaybı, lekeler ve matlaşma gibi belirtileri ifade ediyor.
Yaz mevsiminin gelişiyle birlikte güneşli günler, açık hava aktiviteleri ve tatil planları hepimizi heyecanlandırır. Ancak bu keyifli dönemin cildimiz için, özellikle de hassas ciltler için bazı zorlukları da beraberinde getirdiği bir gerçek. Hassas ciltler, çevresel faktörlere, güneş ışınlarına ve hatta bazı kozmetik ürün içeriklerine karşı daha kolay tepki verebilir.
Günlük koşuşturmaca içinde cilt bakım rutinimizden beklentilerimiz sürekli artıyor. Hem cildimizi güneşin zararlı ışınlarından korumak istiyoruz hem de aynı zamanda daha eşit, pürüzsüz ve canlı bir cilt görünümüne kavuşmayı arzuluyoruz.
Güneş koruması, sağlıklı bir cildin temel taşıdır. Yıllardır güneş kremlerinin önemini duyuyor, SPF değerlerine, UVA/UVB korumasına aşina oluyoruz. Ancak bilim ve teknoloji durmaksızın ilerliyor ve cilt sağlığımızı daha iyi korumanın yeni yolları keşfediliyor. Dermokozmetik dünyasının öncü markalarından La Roche Posay, güneş koruması alanındaki uzmanlığını bir kez daha kanıtlayarak, cilt sağlığımız için devrim niteliğinde bir yenilikle karşımıza çıktı: Anthelios UVMUNE 400 teknolojisi . Peki, bu teknoloji neden bu kadar önemli? Güneş korumasında neyi değiştiriyor ve neden "yeni nesil" olarak adlandırılıyor?
Yağlı ve akneye eğilimli bir cilde sahip olmak, günlük cilt bakımında kendine özgü zorlukları beraberinde getirir. Özellikle güneş kremi seçimi, bu cilt tipine sahip kişiler için adeta bir mayın tarlası olabilir. Yoğun kıvamlı, yağlı his bırakan veya gözenekleri tıkayan bir güneş kremi, gün boyu süren rahatsız edici bir parlama, ağırlık hissi ve en kötüsü de yeni sivilcelerin oluşumuyla sonuçlanabilir.
Cildimizde zamanla beliren kahverengi veya gri-kahverengi noktalar, yani güneş lekeleri (tıbbi adıyla hiperpigmentasyon veya lentigo) ve bazen daha geniş alanları kaplayan melazma, pek çoğumuzun karşılaştığı yaygın bir cilt sorunudur. Estetik olarak rahatsızlık verebilen bu lekelerin oluşumunda en büyük tetikleyicilerden biri, maalesef yazın keyfini çıkardığımız güneştir. Güneşin UV ışınları, cildimize rengini veren melanin pigmentinin aşırı ve düzensiz üretilmesine neden olarak bu lekelenmelere zemin hazırlar.
Güneşin sıcak yüzünü göstermeye başladığı şu günlerde, cildimizi zararlı ışınlardan korumanın önemi bir kez daha gündeme geliyor. Güneş kremi kullanmak, sadece yaz aylarında plajda geçirilen zamanlarla sınırlı bir alışkanlık değil, yıl boyunca sürmesi gereken temel bir cilt bakımı adımıdır. Peki, neden mi? Çünkü güneşin UVA ve UVB ışınları, cildimizde erken yaşlanma belirtilerinden (kırışıklıklar, ince çizgiler), istenmeyen lekelere ve en önemlisi cilt kanseri riskine kadar pek çok olumsuz etkiye yol açabilir.
Masaj jelleri son yıllarda vücut bakımında en çok tercih edilen ürünler arasında yer alıyor. Özellikle Bioten At Kestanesi Masaj Jeli , doğal içerikli ve güçlü etkili formülüyle cildi rahatlatmaya, yorgunluk hissini azaltmaya ve ferahlatıcı etkisiyle günün stresinden arınmanıza yardımcı oluyor.